Mükellefin Özel İşlerini Yapma Suçu ve Cezası Nedir?

Uygulaması -tespit edilebildiği kadarıyla- nere­deyse hiç olmayan bir vergi suçu olan “mükellefin özel işlerini yapma suçu” VUK md.6 son fıkra ile bağlantılı olarak VUK md.363’te düzenlenmiştir. Suçun maddi unsuru, mükelleflerin vergi kanunları­nın uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaktır. Yapılan iş karşılığında ücret alınmış olup olmaması önem taşımaz. Suçun manevi unsuru, di­ğer vergi suçlarında olduğu gibi, kasttır.

Mükellefin özel işlerini yapma suçu da bir özgü suçtur; ancak VUK md.6, son fıkrada sayı­lan memurlar tarafından işlenebilir. Bunlar ise 1. vergi muameleleri ve incelemeleri ile görevli me­murlar; 2. vergi mahkemeleri, bölge idare mahke­meleri ve Danıştay’da görevli olan memurlardır.

Suçun cezası, 6 aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır (VUK md.363, c.1 atfıyla TCK md.257, f.1). Suça yol açan hareketlerle vergi ziyaına neden olunması ha­linde, kişiye ayrıca vergi ziyaı kabahati nedeniyle idari para cezası da verilecektir (VUK md.363, c.2).

ilk İlk bakışta kamudan çok mükelleflerin özel hayatını vekamuya olan güvenlerinikoru- maya yönelik gözüken vergi mahremiyeti­nin ihlali suçu ile mükellefin özel işlerini yapma suçu da aslında, vergi sisteminin işleyişine ve -hukuka uygun şekilde- “vergi geliri sağlamak” şeklindeki nihai amacına hizmet etmektedirler. Çünkü bunların her ikisi de bir yandan mükelleflere ait bilgile­rin korunmasını ve sadece vergisel amaçlar­la kullanılmasını, diğer yandan herkese eşit davranılmasını güvence altına alarak mü­kelleflerin ödevlerini hukuka uygun şekilde yerine getirmelerini sağlamaktadır.

Mükellefin özel işlerini yapma suçu, vergi siste­minin işleyişine, gerek vergi idaresinin ve gerek ver­gi yargısının tüm mükelleflere eşit mesafede durma­sını, tarafsız olmasını garanti altına alarak hizmet etmektedir. Eşitlik ilkesi gereğince, vergi kanun­larının uygulanmasında objektif olmak, ayrımcı­lık yapmamak zorunda olan vergi idaresi ve vergi yargısı, bu yükümlülüklerini unutarak, menfaat karşılığı ya da değil, bir mükellefe diğerlerinden farklı davranıp onun vergiyle ilgili işlerini yapma­malıdırlar. Aksi halde, iltimaslı bir mükellef gru­bu ortaya çıkacaktır ki, bunun aynı ya da benzeri yardımı almamış ya da alamamış diğer mükellefler üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı açıktır. Böyle bir durum, diğer mükelleflerin de benzeri yardımı almaya çalışmalarına; idarenin ve yargının işlem ve kararlarına şüpheyle yaklaşılmasına ve buna bağlı olarak vergi ödevlilerinin kendilerini güven içinde hissetmemelerine yol açacaktır. Mükellefler, kamu idaresine ve yargıya, objektif olacakları konusunda güvenebilmelidirler. Ancak bu güven varsa ödevle­rini tamamen hukuka uygun şekilde yerine geti­receklerdir. Kaldı ki -yardımcı oldukları işle ilgili konular başta olmak üzere- vergi idaresi ve yargıda görevli memurların yardımcı oldukları mükellefe objektif davranmalarını beklemek de kimi durum­larda hakikatten çok gerçekçi değildir.

Son olarak işaret etmek gerekir ki; bu suçun sadece mükelleflerle sınırlandırılmış olması, amaç­lanan hukuki yararın etkin şekilde korunmaması- na yol açmaktadır. Mükellef dışındaki diğer vergi ödevlilerine yardımın da suç kapsamına alınması şarttır.

Leave a comment

error: Content is protected !!